Kayıtlar

2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Baldaki Tuz - Yaşar Kemal

Resim
Baldaki Tuz - Yaşar Kemal Baldaki Tuz, Ağacın Çürüğü, Ustadır Arı ve Zulmün Artsın Yaşar Kemal'in gazetelerde, dergilerde yayınlanmış toplumcu ve gerçekçi bir bakış açısıyla kalema aldığı yazılarından ve konuşmalardan derlenmiştir. Onun düşünce ve yazarlık serüvenine tanıklık eden bu yazılar halkın yıllardır içine sürüklendiği karanlığın belgeleridir. "Dünyayı sonuna kadar ödemek... Çalışarak, kitapların, türlü insanların. Doğanın macerasına katılarak, yoksul, acı çekerek ödemek. Ama dünyayı sonuna kadar ödemek. İliklerine kadar bütün yoğunluğuyla ödemek. Kırk yıllık yolda yaprak kımıldasa, yüreğinin başında duyarak, dünyanın acısına, sevincine katılarak ödemek."Baldaki Tuz, Ağacın Çürüğü, Ustadır Arı ve Zulmün Artsın Yaşar Kemal'in gazetelerde, dergilerde yayınlanmış toplumcu ve gerçekçi bir bakış açısıyla kalema aldığı yazılarından ve konuşmalardan derlenmiştir. Onun düşünce ve yazarlık serüvenine tanıklık eden bu yazılar halkın yıllardır içine sürüklendiği karanlığ...

Allah'ın Askerleri - Yaşar Kemal

Resim
Yaşar Kemal İstanbul'un çeşitli semtlerinde çocuklar arasında dolaşarak onların hikayelerini anlatır. Küçük yaştaki bu çocuklar, sokaklarda yatıp kalkıyor olmalarına, kimsesizliklerine, hor görülmelerine, açlığa rağmen hala hayatta, hala insan kalmışlardır. Allahın Askerleriyle yapılan röportaj zengin bir dille hüzünlü bir hikayeye dönüşür.

Ağrıdağı Efsanesi - Yaşar Kemal

Resim
Bir aşk destanı olan Ağrı Dağı Efsanesi geleneklerini Mahmut Han'a karşı savunan Ahmet ile Gülbahar arasındaki aşkı konu alır. Efsanelere ve halk söylencelerine yürekten bağlı Yaşar Kemal'in bu romanı, insan psikolojisinin derinliklerini de içerir. "Yaşar Kemal Anadolu'nun halk edebiyatıyla alışveriş içindeyken başladı yazmaya. Gerçek bir yazar olduğu için de dilin duyarlığından, şiirsel destanın tek kahramanıolan Türk halkının kültüründen esinlenmesini bildi." - Jeliha Hafsia, La Presse, (Tunus) "Yaşar Kemal'in romanı Tolstoy'un çapına ve Dickens'ın canlılığına sahiptir." - Manchester Guardian, (İngiltere) "Zengin, renkli ve zekice bir nitelikle bezenmiş bir üslup ve yazdığı her kelime sert, cilalanmış, ayrıksı ve bir buğday tanesi gibi potansiyel olarak üretken." - Irish Times, (İrlanda) 'Kitabın güzelliği zengin şiirsel dilinde, efsane ve mit duygusunda yatıyor.' -Sunday Telegraph

Ağıtlar - Yaşar Kemal

Resim
Ağıtlar - Yaşar Kemal Ölüme karşı etkin bir direniş olan ağıt, insanoğlunun ölümle yüz yüze geldiğinde duyduğu şaşkınlığı, korkuyu ve inanmazlığı dayanılır kılma çabasının sonucudur. Bin yıllardır yakılan ağıtlar, Anadolu'da da çok büyük bir çeşitlilik ve zenginlik gösterir. Yaşar Kemal'in Çukurova bölgesinden ve Toroslar'dan derlediği pek çok ağıt, Ağıtlar'da bir araya geliyor. "Gözümün önüne, bir deri bir kemik köylü delikanlının biri çıkacak. Adı Kemal sadık Göğceli, Hemite köyünden gelmedir. Dağ bayır dinlemez, köyünden, dağ köylerinden, obalardan, ovalardan, kasabalardan, ikide bir de kopup gelir Adana'ya, çöker önümüze, ağıtlar, türküler, destanlar serer buruşuk sarı kağıtlar üstüne yazılmıştır.

Ben Neyim ? - Itır Erhart

Resim
Ben Neyim ? - Itır Erhart "…savunmaya çalıştığım yaklaşıma göre, "benim ilk fotoğraflarım, annemin rahminde iken çekilmiş olanlardır" cümlesi, doğru olacaktır. Ben, o insan ceniniydim ve sonra o cenin insan bebeğine dönüştü, insan yavrusuna ve sonra da yetişkin insana dönüştü.  Beni annemin rahminde iken gösterenlerden başlayıp bitkisel hayatta insan olarak gösterenlere kadar resimlerle dolu bir albümüm olsa, bütün bu resimler benim resimlerim olacaktır. Bu resimleri karıştırırken, gördüğümüz şey bir insandır. Onu bir takım özellikler kazanırken ve bir takım başka özellikler kaybederken görürürüz.  Bebek olma özelliğini kaybedip çocuk olur, öğrenci olma özelliğini kaybedip öğretmen olur vs. Aynı kalan şey, onun özdeşliğidir. Onun bir yaşındaki halini gösteren resme ve onu üniversiteden mezun olduğu gün gösteren resme bakarken aynı insana bakıyor oluruz."

Ah Mine'l-Aşk - İskender Pala

Resim
Ah Mine'l-Aşk - İskender Pala Aşk, yerine göre yol olur yürünür, yerine göre iman olur uyulur. Bazen ateş olup yakar, bazen deniz olup boğar. Sultan olur ülke yönetir, şarap olur sarhoş eder. At olup koşar, kuş olup uçar. Hazine olur viran gönüllerde saklanır, kimya olur hakir topraklan altına dönüştürür. Sır olur saklanır, gonca olur açılır. Gül bahçesi olur kokusuyla âşıkları mest eder, güneş olur âşıklarının ümit meyvelerini olgunlaştırır. Aşk olunca gönüller birleşir, aşk olunca kıyamet koparcasma hareketlilik olur. Aşk olunca şimşekler çakar, rahmetler yağar. Âlemler kıyama kalkarsa aşktandır. Hastaların şifa bulması aşktandır.  Aşk ile döner gökler, aşk ile durur kâinat. Aşk, Mecnun'dan Leyla'ya bir feryat, Mansur'dan dara bir sır, gözden kalbe bir yoldur.Velhasıl, klâsik edebiyatımızda aşk her şeydir, her şey de aşktır. Bütün bu sayılanlar divan edebiyatına bir aşk edebiyatı dememiz için kâfidir.

Kümesteki Kartal Neden Uçamaz - Burak Büyükdemir

Resim
Kümesteki Kartal Neden Uçamaz - Burak Büyükdemir Hepsi birer aşk hikayesi Nevzat, amerika'daki yüksek lisans eğitimini yarıda bırakıp Türkiye'ye döndüğünde, kendisine gelecek vaadeden bankadaki işinden ayrılan Melih'le birlikte risk dolu bu projeye atıldı. Cem de diğer işlerini bırakıp teklif edilen ortaklığı kabul etti.Kendilerini bekleyen zor günleri hiç bilmiyorlardı. Ufak bir adımla yemeksepeti.com'un uzun yolculuğuna başladılar.  Burak ve Serkan, üniversite hayatları boyunca aldıkları eğitimi düşünmeyip mimarlık yapmaktan vazgeçtiler. Kurulu düzenlerini bozdular. Evden çalıştılar. Sıkıntı çektiler. Birlikte gittigidiyor.com adındaki hayallerinin peşine düştüler. Halil, internette kolay hatırlanmak ve ileride marka olabilmek amacıyla, bebek.com ismini satın aldı.  Alan adlarını alabilmek için evini sattı. Bu sırada ekonomik krizle mücadele etti. Küçük şirketini kurduğunda elinde maddi hiçbir şey kalmamıştı. Çevresindeki herkes ona farklı gözle bakmaya başlamıştı. Bi...

İki Yeşil Susamuru - Buket Uzuner

Resim
İki Yeşil Susamuru - Buket Uzuner Buket Uzuner'in içten, duyarlı ve mizah dolu üslubuyla yazdığı çağdaş bir roman. "İki Yeşil Susamuru, Anneleri, Babaları, Sevgilileri ve Diğerleri" çevre politikasına, aşka, enerji sorununa, kadın-erkek ilişkisine alternatif çözümler arayan aydın ve farklı bir çiftin öyküsü, bir "modern zamanlar" romanı.  "İki Yeşil Susamuru", iyi romandan kafa cimnastiği beklentisi içinde olan kültür seçkinlerine de bir şeyler sunuyor; hem biçim hem de öz açısından." -Gürsel Aytaç- "Buket Uzuner iki katmanlı romanında çağdaş bir kadının portresi çevresinde aile, sevgi ve intiharı sorguluyor."  -Milliyet Sanat- (Arka Kapak)

ATEŞTEN GÖMLEK - HALİDE EDİP ADIVAR

Resim
Ateşten Gömlek - Halide Edip Adıvar DÜZENLEME - Adminege  Basım Yılı - 1954 Kitabın konusu:  İzmirli Ayşe etrafında, Anadolu da, önce çetelerle başlayan, sonra düzenli ordu ile devam eden ve zaferle sonuçlanan Türk Kurtuluş savaşının hikâyesi anlatılır. Kitabın özeti: Romanın hemen hemen tamamı Peyami'nin hatıra defterinden ibarettir. Peyami, Ankara'da Cebeci hastanesinde yatarken,4 teşrinisani ile 17 kanunuevvel tarihleri arasında, kırk üç gün zarfında hatırladıklarını bir deftere yazmıştır. İzmir'in işgali sırasında kocası ve oğlu Yunanlılar tarafından öldürülen Ayşe, bir İtalyan ailenin yanına sığınır; sonra da onların yardımıyla İstanbul'a akrabalarından olan Peyami'nin annesi’nin evine gelir. Hariciye kaleminde memur olan Peyami de bu evde kalmaktadır. Bir müddet sonra Gedikpaşa da başka bir eve, kendi evine taşınır. Protesto mitingleri yapılmaktadır. İstanbul da birbirinden farklı çevrelerde, bir mücadele arzusu uyanmaktadır. Tam bu günlerde, İstanbul, İngiliz...

ZAMAN ÜZERİNE - NORBERT ELIAS

Resim
ZAMAN ÜZERİNE - NORBERT ELIAS  Sosyolojik sorunlara felsefi derinlikten bakan ve düşünce gelenekleriyle hesaplaşan bir düzeyden konuşan Elias bu kitabında zaman sorunu üzerine gidiyor. Varlığını alabildiğine somut bir şey gibi düşündüğümüz, sürekli akan ve akarken bizi de kendi tünelinden geçiren zaman gerçekten öyle somut bir şey mi?  Elias zamanın “var olan bir şey” olmadığını, onun bizim toplumsal, tarihsel bir eserimiz olduğunu söylüyor. Peki zaman bizim zihnimizin bir imgesi ise, gerçekteki olaylarla, değişimlerle bağlantısı nedir?  Nasıl oluyor da böyle var olmayan bir şey algımızda doğallık, somutluk kazanıyor. Bizi metafiziğin girdaplarına götürecek gibi görünen bu sorular, Elias’ın elinde tümüyle maddi açıklamalar buluyor.  Zamanın izini toplumsal ilişkilerde ve tarihsel gelişim içinde süren Elias, basit gibi görünen açıklamalara uzanıyor; basit, ama günümüz toplumunun insanlarının kavramakta zorlandığı sorunlara. Zaman incelemesi, aynı anda bir uygarlaşma i...

İmparatorluktan Cumhuriyete Türkiye'de Etnik Çatışma - ERIK JAN ZÜRCHER

Resim
  Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında nüfus kompozisyonunda değişikliklere yol açan gelişmeler, 1850-1950 arasında Avrupa’da görülen genel tabloya uygun düşmektedir. Milliyetçilik bu dönem boyunca demografi mühendisliğini biçimlendiren temel faktör olmuştur.  Erik Jan Zürcher’in hazırladığı bu derleme, ulus inşası sürecinde etnik politikaların mantığını ve işleyişini gösteren makalelerden oluşuyor. İmparatorluktan Cumhuriyete Türkiye’de Etnik Çatışma, hem Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarına hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna etnik politikaların ve etnik çatışmaların damgasını vurduğunu gösteriyor.  Fikret Adanır’ın, Touraj Atabaki’nin, Taner Akçam’ın, Hilmar Kaiser’in, Hamit Bozarslan’ın ve Nesim Şeker’in makaleleri konuyu farklı boyutlarıyla ele alıp inceliyor:  Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye arasındaki nüfus mübadeleleri; Kafkasya ve İran’da Pantürkist girişimlerin ve milliyetçi hareketlerin etkisi; Er...

Sosyoloji Notları ve Konferansları - Cemil Meriç

Resim
Yazarın değil konuşan Cemil Meriç Sosyoloji Notları ve Konferanslar, Cemil Meriç'in İstanbul Üniversitei Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde 1965'ten 1969'a kadar anlattığı dersleri, verdiği birkaç konferansın metnini ve bazı sohbetlerinden alınan notları içeriyor. Donmuş bir müfredatı anlatan bir "hoca" değil, öğrencileriyle ve dinleyenleriyle birlikte sesli düşünen bir fikir adamı, Cemil Meriç. Bu sesli düşünmeler; Cemil Meriç'in daha sonraki yıllarda yazdığı kitapların malzemesini, taslaklarını oluşturoyor. "Yazar"ın ve "hoca"nın düşüncesini olgunlaştırmasının izini sürmeyi sağlayan metinler okuyacaksınız. Sesli düşünmenin belki disiplinsiz, dağınık, bazen spekülatif, ama yaratıcı ve kimi zaman da yazılı olandan daha canlı evreni...

Öldüren Sır : Garih - Abdullah Muradoğlu

Üzeyir Garih, mensup olduğu aile, etnik/dini kökeni, iş hayatı, yaşam tarzı, farklı kişiliği, uluslararası ilişkileri ve ilginç yorumlarıyla, alışılagelen Musevi tipinin dışında kalan bir isim. Garih Mason'du, Lotaryan'dı. Dünya Yahudi Lobisi'nin önemli isimlerinden biriydi. Kendi ifadesiyle muhafazakar ve Allah'a inanan bir mü'mindi. Garih'in adeta bir labirenti andıran, ancak kendi içinde de son derece tutarlı olduğu anlaşılan gizli dünyası bir bakıma Türkiye'nin toplumsal/kültürel dokusunun haritasını da çiziyor. Garih'in labirenti bir tarih galerisi niteliği taşıyor; 1900'lerin başında Bağdat'tan İstanbul'a göç eden Musevi bir ailenin yüz yıllık öyksünü içeriyor. Gazeteci-Yazar Abdullah Muradoğlu, Garih'in labirentinde yer alan olaylara ve kişilere ilişkin önemli bilgiler veriyor. Kitapta resmi tarihin dışında kalan toplumsal tarihimize ait pek çok gerçekle yüzyüze geliyorsunuz. Garih'in 72 yıllık hayatından önemli anekdotların ye...

De PROFUNDIS - Oscar Wilde

Resim
  Fırtınalı yaşamı boyunca her davranışıyla ya bir skandal ya da bir akım yaratan, her sözü bir özdeyiş haline gelen Oscar Wilde'ın Alfred Douglas'la yakın dostluğu, Douglas'ın babası Queensberry Markisi'ni çok kızdırmıştı.  Marki tarafından eşcinsellikle suçlanan Wilde, dostlarının Fransa'ya kaçması için yaptıkları uyarılara karşın kaçmamakta direnince, tutuklanarak mahkemeye çıkarılmış, parlak ifadesine karşın suçlu bulunarak iki yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.  Cezasının büyük bölümünü geçirdiği Reading Hapisha­nesi'nden Douglas'a yazdığı mektup, kendisini sefahate sürüklediği ve sonra da sahip çıkmadığı için genç adama yönelttiği suçlamalarla doluydu. Wilde'ın mektubu Douglas'ın eline geçmedi, ancak 1905'te De Profundis adıyla yayımlandıktan sonra gerçek okuruna ulaşabildi.  Edebiyat tarihinin bu ünlü mektubunu, yazarın yakın dostu ve hayranı André Gide'in anıları eşliğinde ve Roza Hakmen'in benzersiz çevirisiyle sunuyoruz.

Hıçkırık - Kerime NADİR

KİTABIN ADI : Hıçkırık KİTABIN YAZARI : Kerime NADİR BASIM YILI : 2001 KİTABIN KONUSU:  1910’lu yıllarda geçen, öksüz bir çocuğun evlatlık olarak alındığı evin tek çocuğuna karşı olan, ölesiye aşkı. KİTABIN ÖZETİ:  Emeklilik yıllarını, evinde sakin bir şekilde geçiren eski askerin dikkatini, bahçesinin önünden her sabah elinde bir tutam leylak, yanında kendisinden oldukça genç,uzun boylu bir hanımla geçen, otuz, otuz beş yaşlarında, uzun boylu, sarışın, üniformasının içerisinde endamla duran bir binbaşı çekmektedir. Genellikle yanındaki hanımla pek konuşmayan binbaşıyı, onun kardeşi olduğunu düşünmektedir.  Bu düşüncesini aralarındaki yaş farkı ve resmi ilişki de desteklemektedir. Bir sabah yine binbaşının geçtiğini gören emekli yarbay, o gün yalnız olmasını da fırsat bilerek, onun sırrını çözmeye karar verir ve onu takibe koyulur. Hemen arkasından yürümesine rağmen binbaşı onu farketmemektedir.  Binbaşı...

İrtica ve Bölücülüğe Karşı Militan Demokrasi - Vural SAVAŞ

İrtica ve Bölücülüğe Karşı Militan Demokrasi - Vural SAVAŞ KİTABIN KONUSU Gelişen dünya düzeninde hızla kendine bir yer edinmeye çalışan Türkiye’nin, kuruluşundan günümüze geçirdiği sosyopsikolojik olayların etkisi altında varlığını koruyup geliştirme çabası yanında bunlara engel teşkil eden iç ve dış güçlere karşı sergilenecek tavırda demokrasinin ne anlam taşıdığı anlatılmaktadır. KİTABIN ÖZETİ Vural SAVAŞ, yani eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı görev yaptığı yıllarda pek çok dava ile ilgilenmiş, günümüz Türkiyesi’ni meşgul etmekte olan pek çok konuyu açıklığa kavuşturmuştur. Emekli olmasının ardından da görev süresince söylemek isteyipte kanunların izin vermediği pek çok anısını değişik belgelerle ortaya koymuştur. Kitapta çarpıcı örneklerin yanısıra ülkenin bir çok kurumuna kadar sızmayı becermiş amaçları, laik ve demokratik anlayış yerine kendi arzuları olan sistemi yani kanun dedikleri çağdaş anlayışla hiç bir noktada bağdaştıramayacağımız ilkellik kokan şer’i anlayış sistemi ...

GELİBOLU - BUKET UZUNER

GELİBOLU - BUKET UZUNER Kitabın Konusu :  Çanakkale Savaşları’nda ölen büyük dedesinin kayıp mezarını aramak için Gelibolu’ya gelen Yeni Zelandalı genç bir kadın ve Çanakkale Milli Parkı’nda bastonuyla dolaşan Türk Nine’nin akıllara durgunluk veren seksen beş yıllık sırrı… Osmanlı teğmeni Ali Osman Bey ile Anzak Er Alistair John Taylor’ın birlikte insanlığa verdiği dehşetengiz ders… Henüz hiçbir milletin tarih kitaplarında yer almasına izin vermeye hazır lmadığı büyük insanlık sınavı : Aynı adam aynı savaşta iki düşman ülkede savaş kahramanı olur mu? Kitabın Özeti :  Gelibolu kitabı ;dedesinin Çankkale savaşlarında ölmediğine inanan bir anzak torununun Gelibolu’ya gelmesiyle başlar. Kendisini oraya getiren rehbere Eceyaylası Köyü’ne gitmek istediğini söyler. Köye geldiğinde ise hem köyü hem de bütün dünyayı etkileyecek bir şeyler söyler.  Söyledikleri ise büyük bir Türk Gazisinin aslında Anzak olduğu ve onun dedesi olduğudur. İlk başlarda köylüler bu teze gülüp geçerler. ...

Yağmur Beklerken - Tarık Buğra

Yağmur Beklerken - Tarık Buğra KİTABIN KONUSU : Çok partili döneme geçişin halk üzerindeki etkileri.  KİTABIN ÖZETİ : Cumhuriyet Halk Fırkası döneminde şirin bir Anadolu kasabasında halkın yararlanabileceği güzel bir park açılışı yapılır. Bu açılışla kasabalıların halk fırkasına olan güven ve sevgileri perçinleşir.  Avukat Rahmi Bey kasabada büyümüş, küçük yaşta annesini ve babasını kaybedince hayatının sonraki dönemini amcası ve onun ailesiyle geçirmiş birisidir. Eşi ve iki çocuğuyla şirin kasabada sade ve huzurlu bir hayat sürmektedirler.  Rahmi Beyin amcası Rıza  Efendi kasabanın sevilen ve sayılan bir simasıdır. Bu güzel geçen günlere gölge düşürecek, bu mutlu insanların arasına kırgınlıklar sokacak bir gelişme olur.  Gazi Paşa’nın bizzat kendi isteğiyle kurulacak olan yeni bir siyasi partiden bahsedilmeye başlanır.  Bu söylentiler yanında kasabadan partiye kimlerin olumlu bakıp katılacağı merakla gözlenmektedir. Kasabanın sevilen adamı avukat Rahmi’ye ...

Dağların Gözyaşları II. Cilt - A. Necati Ulunay UCUZSATAR

Dağların Gözyaşları II. Cilt - A. Necati Ulunay UCUZSATAR    II. BÖLÜM. Teröristlerin Irak tarafına geçtikleri ve bunu haber alan komando komutanı Kemal YÖRÜKOĞLU’nun Barzani peşmergeleriyle buluşma ve bu peşmergelerin anlattıklarına, göre peşmergelerle beraber nasıl savaştıkları anlatılıyor. Bu arada Komando Birlik Komutanı’nın çatışmalarda eline geçen sağ teröristlerin anlattıkları, komandoları bir kez daha hırslandırıyor. Çünkü Türk askeri ona hiç zarar vermemiştir.  Komandoların zor iklim şartlarında nasıl bir mücadele örneği ortaya koyduğu anlatılmakta; ve ele geçirilen dağlardaki diğer aç ve sefil olan eşkiyaların inlerini öğrenen komandoların onlara verdiği ders anlatılmaktadır.  Ayrıca Komando Birlik Komutanının eline geçen isimler, kodların titizlikle incelenmekte olduğu ve bunların ışığında tüm bilgilerin değerlendirildiği ve operasyonlarda kullanıldığı anlatılmaktadır. Bu kısımda İran gizli servis subaylarının bir militan olan Hamza’yı Ocak 1996 yılında al...

Dağların Gözyaşları I. Cilt - A. Necati Ulunay UCUZSATAR

Dağların Gözyaşları I. Cilt - A. Necati Ulunay UCUZSATAR I. BÖLÜM . İyi bir askeri ve tarih eğitimi almış olan A. Necati Ulunay UCUZSATAR; askeri eğitimini Dağ Komando Okulu, Kara Harp Akademisi, İngiltere Kraliyet Kurmay Koleji ve Silahlı Kuvvetler Akademisi’nde tamamlamış olup, aynı zamanda da Marmara Üniversitesinde Tarih Bilimi dalında doktora yapmıştır. Yurt içi ve yurt dışı birçok görevde bulunan UCUZSATAR, Dağların Gözyaşları I. Cilt’inde; geçmişte yaşayarak tecrübe edindiği ve tarihi gerçeklerle bütünleştirdiği PKK gerçeğini, bu gerçeğin arkasındaki iç ve dış güçleri ele almıştır. Kitapta anlatılanları şu başlıklarda toplayabiliriz; 1. Eğitimsizlik, cehalet ve insanlara etkileri, 2. Dış güçlerin PKK ve Güneydoğu politikası, 3. Hükümetlerin uygulamış oldukları yanlış politikalar, 4. Ekonominin etkisi Temelde amaç; özlü bir tarihi geçmişe sahip olan Türkler'in bölünmesi, parçalanması ve yutulmasıdır. Buradan yola çıkarak, ne zaman ki ülkeler ekonomik ve siyasi otoritelerini s...

DÖNÜŞÜM - FRANZ KAFKA

DÖNÜŞÜM - FRANZ KAFKA KİTABIN KONUSU: Dönüşüm adlı anlatı, yazarın anlatım sanatının gerçek anlamda doruklarına ulaştığı bir yapıttır. Küçük burjuva çevrelerindeki tiksindirici aile ilşkilerini en ince ayrıntılarına kadar irdeleyen anlatı, aynı zamanda genelde toplumun kalıplaşmış, işlevini çoktan yitirmiş olan akışına bilinç düzeyinde başkaldıran bireyin tragedyasını çarpıcı biçimde dile getirir.  Gregor Samsa’nın başkalaşması, bir böceğe dönüşmesi, salt bir çarkın kaskatı dişlisi, eleştirmeyen, ama yalnızca boyun eğen bir toplum teki olmaktan çıkma anlamı taşır; böylece böcekleşen’in yazgısı, elbet toplumca dışlanmaktır. KİTABIN ÖZETİ:  Gregor Samsa, bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak bulur. İlk başta gördüklerinin gerçek olduğunu inanmak istemez ancak yatağından kalkmak isteyince buna inanmak zorunda kalır. O artık dev bir böcektir. Her sabah işe gitmek için bindiği tren saat altıda hareket etmektedir; bu yüzden en geç saat beş...

HEPSİNDEN ACI - HALİT ZİYA UŞAKLIGİL

HEPSİNDEN ACI - HALİT ZİYA UŞAKLIGİL KİTABIN KONUSU:  ‘Hepsinden Acı’ içinde kısa hikayelerin olduğu bir kitaptır. Genelde bu hikayelerin konusu insanların başından geçen acılı, dramatik olaylardır. KİTABIN ÖZETİ: Galip Ferruh : Heyecan dolu, zeki, genç bir adamdır. Kötü bir hayat kadınına aşık olur ve onunla yaşamaya başlar. Hayat hiçde Ferruh’un umduğu gibi gitmez. Hikaye ferruh’un kadını öldürmesiyle sonuçlanır. Dilhoş Dadı:Yazar küçük bir çocuk iken Dilhoş adında zenci bir dadısı vardır. Dilhoş dadı onu her türlü olumsuzluklara karşı ve anne babasını cezalarına karşı korur. Dilhoş dadı ile yazar arasında mükemmel bir sevgi bağı vardır. Fakat bir gün dadı hastalanır ve evden uzaklaşmak zorunda kalır. Bu olay onu üzüntüye sokacaktır. Katina : İstanbul’da yaşayan zengin bir Rum kadınıdır kocasının ölümü onun hayatında fazla bir değişime sebep olmayacaktır. Hayatını mutlu bir şekilde sürdürmeye devam edecektir. Zehra : Çok güzel ve genç bir kızdır. Babası ölmüş, annesi ve dayısıyla...

Ölü Ruhlar - Abbas Maroufi

Resim
2007 yılında İngiltere'de en iyi yüz kitap arasına giren "Ölü Ruhlar", insanın yalnızlık duygusunun altında yatanları oldukça sert bir şekilde bize gösteriyor. İran'da bembeyaz karlar altında bir şehir... Sert bir iklimin, çetin doğasında, buz tutmuş öfkelerine hapsolmuş, yalnızlıklarında kaybolmuş, kendi kendini tüketen bir aile... Ve bu aileyi oluşturan bireylerin, okuyanların yüreğini titreten buruk hikâyeleri. Ödüllü İranlı yazar Abbas Maroufi, okurlarına büyülü bir senfoninin eşliğinde her karesini gözlerinizde canlandırabileceğiniz görsel bir anlatımla tam bir edebiyat şöleni yaşatıyor. Evet, itiraf etmeliyiz ki "Ölü Ruhlar" bir şaheserdir. Yazar : Abbas Maroufi

1844 El Yazmaları - Karl Marks

Resim
1843-46 Marx´ın klasik iktisatçılarla ilk tanıştığı yıllardır; bu süre içinde Marx, burjuva iktisadının kavramlarını burjuva iktisadına karşı kullanmak diye tanımlayabileceğimiz bir yöntemle uzun, bir kısmı kaybolmuş defterler doldurur. 1844 El Yazmaları burjuva politik iktisadını ve burjuva iktisat sistemini eleştiren "genç" Marx´ın ilk iktisadi araştırmalarının müsveddeleridir. Marx 1844 Elyazmaları'nda paranın iktidarının her değeri aksine döndürdüğünü söylerken, ilkin "sadakati sadakatsizliğe çevirir" diye başlar saymaya: "Aşkı nefrete, nefreti aşka, erdemi fenalığa, fenalığı erdeme…" diye devam eder. 1932 yılına kadar yayımlanmayan bu müsveddeler ücretli emeğin insanı nasıl yabancılaştırdığının ele alındığı olgusal bir analizdir. Metin boyunca Rousseau´nun, Feuerbach'ın, Proudhon'un, Hegel´in etkilerini takip ederken, Marx´ın klasik iktisatçılarla (Adam Smith, Ricardo, Sismondi, Say...) yürüttüğü tartışmaya da şahit oluruz. Sosyal bilimci,...

Empati - Adam Fawer

Resim
Yaşamınızın kontrolü sizde değil! Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. Bu kitabı kapatabilirsiniz. O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz. Ne isterseniz yapabilirsiniz. Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz. Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemitir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. V Bu nedenle, hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz yapın. Sadece 'isteklerinizin' tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın. EDEBİYAT, BİLİM VE FELSEFE RUHUNUZA AKACAK, OKUDUKÇA BAĞLANACAK, BAĞLANDIKÇA OKUYACAKSINIZ... Yazar : Adam Fawer

Olasılıksız - Adam Fawer

Resim
BİTİRMEK İÇİN YARINI, BAŞKASINA ANLATMAK İÇİN BİTİRMEYİ BEKLEMEYECEKSİNİZ. 'Olasılıksız demek yetersiz kalacaktır. İnsanı adeta büyüsü altına alan bu hikayede, Adam Fawer, bilim, felsefe, entrika ve maceradan ortaya bir başyapıt çıkarmış." Clive Cussler 'İlk cümleden itibaren bağlanıp kaldım; sayfaları, floş royal tutturmaya çalışan bir kumarbazın kartlarını açtığı gibi çevirdim. Olasılıksız, insanı düşündüren matematik teorilerini ve maceranın albenisini dahice birleştiren, okura Michael Crichton ve Robert Ludlum'u hatırlatan bir kitap. Gerçekten kaçırılmaması gereken bir zevk.' Ben Mezrich, 'Mekanı Batırmak' ve 'Çirkin Amerikalılar'ın yazarı '…hikayenin sonunda, bir yandan şizofreninin gerçek nedenlerini düşünürken, bir yandan da tek bir hareketin bir insanın hayatını ne kadar değiştirebileceğine şaşırıyor olacaksınız. Olasılıksız, beğeniceğinize gözümüz kapalı iddiaya girebileceğimiz bir kitap.' People Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bi...

Tekeşlilik - Adam Phillips

İki kişiden ancak arkadaş olur; çift üç kişiden oluşur." Edebiyatımızı, şarkılarımızı, felsefemizi ve hatta politik düşüncemizi belirleyen temel kavramların hepsi aslında tekeşlilik tarafından içeriliyor: Sevgi, ihanet, sadakat, saygı, kıskançlık, bağlılık, arzu, yalan, kural, ev, ceza, özgürlük, ahlak, merak, görev, suç, özgürlük. Phillips ciddi, psikanalitik bir yaklaşımla alaycı, denemeci bir yaklaşımı birleştiriyor tekeşliliğe bakarken. "Dışlama" üzerine kurulmuş gibi görünen bu yapının aslında daima kendisinden başka şeyleri içereceğini, sadakatin ihanete, bağlılığın sadakatsizliğe durmadan dönüşeceğini, ve tanımı gereği "iki kişilik" bir kurum olan tekeşliliğin ebedi bir "üçüncü" olmadan yapamayacağını söylüyor. Yazar : Adam Phillips

Asi Gezegen Tyrann - Isaac Asimov

Resim
…Autarque dehşet içinde Rizetté dönerek haykırdı: - Hain! - Hayır efendim, ben hain değilim. Asıl hain Widemos Raucherin’e ihanet eden ve onun ölümüne sebep olandır. Bunu siz kendi ağzınızla söylediniz. Öyle ki yalnız ben değil, ekipte bulunan herkes duydu. Ve artık tüm ekip sizin nasıl bir insan olduğunuzu anlamış bulunuyor… - Ben sizin Autarque’nizim. - Aynı zamanda gelmiş geçmiş hainlerin en büyüğü! Autarque bir süre konuşmadı, sonra iradesinin en son kalıntılarını da kullanarak tehdit edici bir tonla: - Bunlar doğru olsa bile ne çıkar? dedi. Bana bir şey yapamazsınız. Keşfedecek bir gezegenimiz daha var: Asilerin Gezegeni. O gezegenin koordinatlarını da yalnız ben biliyorum… Yazar : Isaac Asimov KİTAP İNDİR ve OKU

..Ve Papağan Fıstık Dedi - Alfred Hitchcock

Resim
Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor, arada bir çakan şimşekler karanlığı yarıp ortalığı gündüz gibi aydınlatıyordu. Bir an durdu. Önü sıra yürüyen beyazlar giyinmiş karısının hayalini kaybetmişti. Sonra yeniden koşmaya başladı. Ansızın mezarlığa girdiğini farketti. Yapılacak hiçbir şey yoktu. Koşması, durmadan koşması ve yetişmesi gerekti. Hızla koştuğu ve tam yetişiyorum sandığı bir anda mezarlığın vahşi otlarla kaplı toprağının içinden bir el dışarı uğradı ve mengene gibi ayakbileğinden kavradı. Yazarlar: Joan Vatsek, Rice Day, Paul Eiden, Jack Finney, William Sambrot, Roger Arthur, F. Tennyson Jesse Yazar : Alfred Hitchcock

Asker Kaçağı - Savaşa Karşı Bilimkurgu Öyküleri

Resim
Philip K. Dick, Alfred Bester, William Tenn, Katherine MacLean, Stanislaw Lem, Eric Frank Russell ve Müfit Özdeş'in öykülerinin yer aldığı Asker Kaçağı "yeniliğini hiç kaybetmeyen" klasik bir bilimkurgu seçkisi. İlk yayım tarihinden 20 yıl sonra yeniden meraklılarının karşısında. "Savaşa ve militarizme karşı bir öyküler derlemesinin bilimkurgu alanından seçilmesinin anlamı nedir? Edebiyatta bilimkurgu dışında da antimilitarist olunabilir kuşkusuz. Ancak bilimkurgunun büyük bir avantajı var: Gündelik yaşamımıza sorgulanmaz bir biçimde yerleşmiş olan savaşperverliği, militarizmi, üniforma, emir-kumanda ve dayak biçiminde bir parçamız olan askerliği doğası gereği, çok daha rahat bir biçimde yadırgatabilir bilimkurgu. Bunu bir robot-masalı biçiminde yapabilir, asker kafasıyla açık açık dalga geçebilir, ya da beraberce kendi gezegenlerine ihanet ederek ölümü seçen bir Arzlı ile, tonlarca ağırlığıyla bize şekilsiz görünen bir Jüpiterli'nin acıklı öyküsünü anlatabilir. ...

Zindan Adası - Dennis Lehane

Resim
"Dennis Lehane'in Zindan Adası romanını okumak bir çılgınlık, şiddet ve yanılgı kabusuna girmek demek. Romanı bitirmekse -finaliyle ilgili bir ipucu vermek bile suç olur- yolunu şaşırmak, belki öfkelenmek ve sonunda usta bir öykü anlatıcısının, zihnimizi darmaduman etme yeteneği üzerine kafa yormak demek. Edgar Allan Poe'yu geri getirebilsek ve ona bugünün postmodern hile torbasını versek, bize Zindan Adası kadar beklenmedik ve huzursuz bir öykü anlatırdı." - The Washington Post- "Şunu iyi bilin: Lehane'in yeni romanı çok beğenilen ve çok satan kitabı Gizemli Nehir'in mirasına son derece sadık ancak öyle şaşırtıcı bir finale bağlanıyor ki, şimdiye kadar yazılmış, estetik açıdan en doğru çözümlenmiş romanlardan biri olarak tarihe geçecek." - Publishers Weekly- "Adada atmosfer gayet karanlık ve kasvetli. Teddy ve Chuck, adam avcılığı ve Ashecliffe'in berbat tıbbi personelini soruşturma görevine bağlı kaldıkları sürece, rollerini kas gücü ve za...

...Ve Sonra Hiç Kalmadı

Resim
Sonra bin sekiz yüz kalmıştı. Sonra bin altı yüz. Ve sonra hiç kalmadı... "O sıralarda, yani bundan üç ila beş yüz yıl önce daha iyi başka diyarlar olabileceğini düşünen her aile, her grup, her inanç sahibi ya da her klik yıldız yollarına düştü. Tedirginler, hırslılar, halinden hoşnut olmayanlar, garip kişiler, topluma uyum sağlamayanlar, kıpır kıpır kurtlu kaşarlar ve sadece meraklı turşucular: düzinelerle, yüzlerle, binlerle gürül gürül gittiler."

Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz

Resim
Tarih yeniden mi yazılacak? Kadim Türkler tüm insanların ataları mı? Onlar bin yaşına kadar yaşayarak, uzun yaşamın sırlarını öğrenmişler miydi? Tüm dinler onların Tengri dininden mi türedi? Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammet ve Buda Türk müydü? "Işık doğudan gelir" ne anlama geliyor? Türkler gelecekte insanoğlunun kurtuluşunda nasıl bir rol üstlenebilirler? Amerika´da doğan ve daha sonra Meksika´ya yerleşen bir yazar, eşinin ani ölümünden sonra ruhunun hep yanında olduğuna ve destek verdiğine inanarak insanlığın ve dünyanın daha iyiye gitmesi için ne yapılması gerektiği konusunda araştırmalar yapmaya başlıyor. Özellikle, Hıristiyanlığın kökenlerini araştırarak işe başlıyor ve çok ilginç bir şekilde araştırmaları onu Türklerin ayak izlerine götürüyor. İlk insanların Türklerle başlayıp daha sonra dünyaya dağıldığını ve ilk konuşulan dilin Türkçe olduğunu, bilimin, felsefe ve dinin yine Türklerden başladığını söylüyor. İnsanların güneşsel enerjiyle nasıl senkronize ya...